12 Eylül 2014 Cuma

Bir varmış, bir çokmuş



Selamlar blogcular,

Size çok hoşuma giden bir hikayeden alıntı yapmak istiyorum:

Ferîdüddîn-i Attâr’ın eserlerinden birisi olan Mantıku’t-Tayr’da (Kuşların Diliyle) kitabında bir hikaye geçer. Kargaşa içinde geleceklerinden endişe duyan kuşların kendilerini kurtaracak lider arayışı içine girerler. Bir gün kuşlar içine düştükleri zilletten kurtulmak için bir kurtarıcı beklerken Kaf Dağı’nın tepesinde bilge ağacının dallarında yaşadığına inandıkları Zümrüdü Anka’dan (Simurg) yardım istemeye karar verirler. Kuşlar bir araya gelerek yedi dipsiz vadiyi aşarak ulaşabilecekleri Kaf Dağı’na, Zümrüdü Anka’nın yanına gitmek için yola çıkarlar. Fakat bir süre sonra yorulanlar ve düşenler hatta geri dönenler olur. Örneğin bülbül güle olan aşkını hatırlayarak, papağan o güzel tüyleri yüzünden kafese kapatılmasına rağmen tüylerine zarar gelmemesi için kartal ise yükseklerdeki krallığını bırakmamak adına geri döner. Dipsiz vadilerden uçtukça kuşların sayısı azalır. Altıncı vadi olan şaşkınlık ile yedinci vadi olan yok oluş vadileri aşıldığında geride otuz kuş kalır. Sonuçta Zümrüdü Anka’nın yuvasını bulunca anlarlar ki Zümrüdü Anka otuz kuş demekmiş yani onların hepsi Zümrüdü Anka’ymış ve ayrıca her biri Zümrüdü Anka’ymış.

Yani insan kendinin farkına varmalı, aradığı o büyük güç belki de kendisi olabilir. Hikayeler güzeldir, görüşmek üzere :)
Devamını Oku..
Designed By Templateism | © 2014 Tüm haklarım Allah'a aittir.